Süleymaniye’de Bir Cumartesi Sabahı

Erkek öğrenci arkadaşlarımızla birlikte 8 Aralık Cumartesi gününün sabah namazını Süleymaniye’de; Muhteşem Süleymaniye Camii’nde kıldık…

Osmanlı Cihan Devleti’nin mimari abidelerinden olan camide imam efendinin arkasında birini bizim teşkil etmekte olduğumuz sadece iki saf vardı…Namazdan sonra Süleymaniye’nin büyük kubbesinin altında Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürü Emir Eş’in etrafında halkalandık. Eş Hoca, Süleymaniye Camii’ndeki semboller üzerinde durdu…

Üzerinde durulması gereken diğer bir husus da Süleymaniye’deki manevi atmosferdir… Rivayet olunur ki, bir kutlu gece Kanuni Sultan Süleyman rüyasında Rasulullah Efendimiz (S.A.V.)’i görür. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) önderliğinde, beraberce bugün Süleymaniye’nin inşa edilmiş olduğu yaklaşık 70 dönümlük arazisi olan tepeye gelirler. O tepe ki, hem Haliç’i hem de Boğaziçi’ni Marmara tarafından olağanüstü bir açıdan görür. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) bizzat gösterir, “mihrab’ı buraya, minber’i buraya olsun…”

Kanuni Sultan Süleyman kutlu rüyadan uyanır, şükürler eder ve hemen Mimarlar Başı Sinan-ı Abdulmennan Hazretleri’ni çağırtır. Hiç bir açıklama yapmadan büyük heyecan ile rüyada gördüğü yere götürür. “Buraya bir külliye yapacağız” diye başlar ki, Sinan-ı Abdulmennan Hazretleri söze karışır: “Sultan’ım… mihrab’ı buraya, minber’i buraya olsun…” Sultan şaşırır, “Sinan, sen bu işten haberli gibisin?” Sinan-ı Abdulmennan Hazretleri cevap verir: “Sultan’ım sizin dün geceki kutlu ziyaretinizde ben de iki adım gerinizde geliyor idim”..

Bu rivayet doğru mudur, temenni midir bilmiyoruz ama Sinan-ı Abdulmennan Hazretleri Tezkiret’ül Bünyan isimli eserinde bizzat yazdığı ve temel atılışını ifade eden şu satırlar sanki bu kutlu rüyayı doğrular gibidir: “Bir Vakt-i Şerif ve bir Saat-i Said ü Latif’te ol Cami-i Münif’e temel kuruldu.” Bilindiği gibi “Şerif” sıfatı sadece Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’e aidiyet ifade etmek üzere kullanılır.

Daha sonra hep birlikte kahvaltı yaptık. Emir Hoca kahvaltının akabinde fetih ve fütuhat üzerine eskilerin tabiriyle efradını cami a’yarını mani bir sohbet etti… Güzel şeyler çabuk bitiyor… Süleymaniye’deki iki saatlik birlikteliğimiz de böylece son bulmuş oldu… Mercan’dan bizi Hisarüstü’ne götürecek servis araçlarına bindiğimizde hafızalarımızda Süleymaniye Camii İmam Hatibi’nin okuduğu Haşr Şuresi’nin son ayetleri tedai ediyordu…

 

Platformunuzu seçin ve paylaşın.