Prof. Dr. Murat Yülek: Tıbbi cihaz sektörü stratejik bir sektördür

29 Nisan Çarşamba akşamı düzenlediğimiz online etkinliğimizde OSTİM Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Yülek ile “Covid-19, Sanayi Politikaları ve Yerli Tıp Endüstrimiz” konu başlığını ele aldık.

BYV Kurucular Kurulu Üyesi, Kastamonu Entegre AŞ. Tedarik Zinciri Direktörü Halim Sırçancı moderatörlüğündeki etkinlikte, Değerli Hocamızla Covid-19 sürecinin değişime sebep olacağı önemli alanlardan biri olan sanayi politikalarını dünyanın ve Türkiye’nin tıp endüstrisi özelinde konuşma fırsatı bulduk.

Tıbbi cihaz sektörü ana başlığı eksenindeki sunumda sektörün neden stratejik olduğu, dünyanın önde gelen gelişmiş ülkelerinin sektöre yönelik üretim politikaları, Türkiye’deki tıbbi cihaz üretimi ve ihracatına yönelik bilgiler ve bu konuda gelişmiş ülkeler ve diğer ülkelerle mukayesesinin yanı sıra  sektördeki sorunlarımız, fırsatlar ve çözüm önerileri de ele alındı. Programda ana hatlarıyla bahsedilenler şöyledir:

  • Tıbbi cihaz sektörü stratejik bir sektördür. Bunun farkında olmamız lazım.
  • Tıbbi cihaz sektörü teknoloji skalasının en üstünde yer alan bir sektördür.
  • Kısa teknolojik döngülü ürünler üretir. Bir teknolojinin geliştirilip kullanır hale getirilmesinin arkasından sönmesi diyebileceğimiz bir hayat döngüsü var. Bu eğer yukarı doğru çok zor çıkılan, teknolojik öğrenme süreçleri çok çetrefilli olan bir sektörse bir ülkenin o sektöre girmesi zorlaşır. Ama kısa döngülü teknolojik sektörler dediğimiz sektörler bizim gibi gelişmekte olan, hırslı ülkeler için önemli bir potansiyel oluşturuyor. Çünkü bir taraftan bu sektörün ürettiği ürünler teknolojik koruma sebebiyle yüksek fiyatla satılarak ülkeye ve şirkete para kazandırıyor, bir taraftan da bu teknolojilerin içine çok hızlı girebiliyorsunuz. Tıpkı Kore’nin yaptığı gibi…
  • Tıbbi cihaz sektörünün geri bağlantıları ve çarpan etkisi çok yüksek… Buna bir örnek verirsek; otomobil sektörü bağlantıları yüksek bir sektördür. Yani mesela Japonya’da ilave bir otomobil talebi ortaya çıktığı zaman, fabrikalarda bunu ürettiği zaman birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü raunt etkilerle diğer birçok sektörü etkilemiş olur. Ve o sektörlerde de üretim ortaya çıkarır. Uzun dönemli büyüme, teknolojik yükselme, kalıcı döviz girdisi gibi faydalar sağlanmış olur. Burada anahtar olan şudur: Otomobil şirketiniz küresel değer zincirlerini kontrol eden konumunda mı, pasif konumda mı? Bizim ülkemizde otomobil sektörü çok büyük ölçüde ithal bağımlılığı olan, küresel değer zincirlerinin pasif bir üyesidir. Bu sebeple bu sektörün ülkemize katma değer etkisi, döviz kazandırmaya etkisi son derece sınırlıdır. Dolayısıyla bu etkilerin üzerinden giderken, geri bağlantılara bakarken aynı zamanda bir endüstrinin tetiklediği tedarikçi sektörlerin ne kadarının yurt içinden, ne kadarının yurt dışından ithalatla tedarik edildiği de önemli bir kalemdir.
  • Tıbbi cihaz sektörünün teknolojik bağlantıları ve dışsal bağlantıları da çok yüksektir. Mesela görüntüleme gibi önemli bir girdiyi ele alırsak, görüntüleme savunma sektöründe, ulaşım sektöründe, güvenlik sektöründe ve aynı zamanda daha birçok sektörde önem arz etmektedir. Dolayısıyla bu sektörde kazanılan tecrübe diğer sektörlere iktisadi manada, pozitif manada dışsallık sağlar, başka sektörleri de teknolojik anlamda tetikler. Bu sebeple bu sektörlere kamu karar vericilerinin bütüncül stratejik bir açıdan bakması gerekir.
  • ABD, Almanya, Japonya ve G. Kore gibi ülkelerde tıbbi cihaz sektörü stratejik olarak en öncelikli sektörler arasındadır. Dünyada hangi tip, hangi gelir seviyesindeki ülke ne ihraç ediyor diye bakıldığında yüksek gelirli ülkelerin üç ana ürünü ihraç ettiğini, üç ana sektörde üretim ve ihracat yaptığı görülür. Yani gelişmiş ülkeler harcıâlem ürünleri üretmez, diğer gelişmekte olan orta veya düşük gelir tuzağında boğulmuş olan dünya ülkelerinin % 95’inin ürettiği malları üretmezler. Bunlar yerine üç kritik sektörde üretim yapmaktadırlar. Bu sektörler Almanya, Japonya gibi ülkelerin toplam ihracatının % 60’ını geçer orandadır.  Bu üç sektöre Almanya özelinde bakarsak ülkenin ihracatının % 12’si kimya sektörü, % 26’sı elektrikli, elektriksiz makineler ve % 21’i de ulaştırma araçlarıdır. Dolayısıyla tıbbi cihaz sektörü de gelişmiş ülkeler tarafından gelişmekte olan ülkelerin rekabetinden şimdilik koruyabildikleri bir alan, stratejik bir sektör olarak görülmektedir.
  • Dünyanın önde gelen ülkelerinin stratejik olarak öncelikleri arasında tıbbi cihaz sektörü en önde geliyor. İnsan ömrünün uzamasıyla birlikte sağlık konusundaki teknolojik ürün talebinde çok büyük artış yaşanmaktadır. İnsanların sağlık önceliklerinin, sağlık kaygılarının artması, yaşlanmaları sebebiyle sağlık hizmetlerine ve cihazlarına talebin artması, gelir artması sebebiyle artan bu talebin desteklenmesi gibi faktörler tıbbi cihaz sanayiinin dünyanın en kritik sektörlerinden birisi haline getirmiştir.
  • Dünya ticaretinin dörtte üçü, mal ihracatının da büyük bir kısmı sanayi ürünlerinden oluşmaktadır. Ve bu ihracatın da çok büyük bir kısmını dünyada on ülke yapmaktadır. Dolayısıyla bu ülkeler Almanya gibi, Amerika gibi, Kore gibi, Japonya Çin gibi, bir kısmı kaynak zengini de olmadıkları halde teknolojik sanayi ürünleriyle ticari fazla vermekte ve ekonomik büyüme üretmektedirler.
  • Türkiye sanayileşme sürecinde 2’nci aşamadadır. 2’nci aşama geri kalmış bir aşamadır, bu yüzden de ülkemiz orta gelir tuzağında yer almaktadır.
  • Türkiye’nin yüz birim ihracatının doksanın üzerindeki kısmı yıllara göre değişiklik gösterse de sanayi ürünüdür. Türkiye bu manada sanayileşmiş bir ülkedir. Ancak ileri teknoloji ürünlerinin toplamdaki payı sadece % 3-% 5’tir.
  • Türkiye tıbbi cihazlar sektöründe önemli potansiyele sahiptir. Stratejik dokümanlarda tıbbi cihaz sektörüne yer verilmiştir, ancak bu pratiğe dönmemektedir. Sektör Sanayii Bakanlığı’nın ve Devlet Planlama Teşkilatı’nın 2010’ların başından beri gündemindedir. 10 ve 11’inci kalkınma planlarında öncelikli sayılabilecek yerlerdedir. Bilhassa 2020 yılında devreye giren 11’nci planda konu öncelikli yerdedir. Ama maalesef bunları uygulamada sıkıntılarımız var. Kamu kesimi tıbbi cihaz üretiminin önemini kavramış olmakla ve stratejik dokümanlarına bu konuyu yazmış olmakla birlikte uygulamaya gelindiğinde çok zayıf bir noktadadır.
  • Türkiye’de tıbbi cihaz pazarı 2,5 milyar dolar seviyesindedir. İhtiyaçların maalesef % 85’i ithalat yoluyla karşılanmaktadır.  İç pazarımız ithalata bağlı değil ithalata bağlanmış durumdadır. Doğru bir politika izlenirse bu durum değiştirilebilir.
  • Sağlık Bakanlığı’nın yerlilik, yerlileşme bakımından mutlaka bir icrai bakanlığa dönüşmesi gerekiyor.
  • Covid-19 Türkiye’de tıbbi cihaz üretim ve ihracatı açısından kapasite inşası fırsatı sağlıyor. Biz Türkiye olarak özellikle sanayi ve ihracat açısından Covid’i bir bela olmaktan çıkarıp fırsata çevirebiliriz. Fakat halen biz bu fırsatı değerlendiremiyoruz. Çünkü tıbbi cihaz firmalarımıza destek vermek yerine onların ihracatını yasakladık.  Bunu hemen kaldırmamız gerekiyor. Zira bu şirketlerimizin daha önce giremediği pazarlara girebilecekleri çok güzel bir fırsatla karşı karşıyayız.

Prof. Dr. Murat Yülek: Tıbbi cihaz sektöründe ülkemizin çok güzel bir potansiyeli var.

Prof. Dr. Murat Yülek sunumunda tıbbi eşya ticaretinde maske, solunum cihazı, izleme makineleri bazında dünya ülkelerindeki durumu, Covid-19 sürecinde üretimi önem arz eden cihazlardan ülkelerin elde ettikleri gelirlere dair tabloları ve ülkelere göre ithalatta dışa bağımlılık ve ihracat sınırlamaları hakkında bilgiler içeren grafikleri de irdeledi. Türkiye’nin sağlık sektörünü dünya ile karşılaştırmalı olarak ele alan Yülek, sağlık sektöründe ülkemizin yeri, başarılarına da değindi. Prof. Dr. Murat Yülek ülkemizin tıbbi cihaz sektöründe yakalayabileceği fırsatlara dair de şunları kaydetti:

“Tıbbi cihaz pazarı 2-2,5 milyar dolar civarındadır. Kendi pazarımızı ithalatla karşılıyoruz. Bu 2-2,5 milyar doların yerli şirketlere yönlendirilmesi halinde 5-10 sene içinde çok büyük hacimler elde edilebilir. Zira bizim şirketlerimiz çok hızlı öğreniyorlar. İç talebi ithalat yerine kendi şirketlerimize yönlendirdiğimiz takdirde çok önemli bir avantaj olacaktır.   

Tıbbi cihaz sektöründe ülkemizin çok güzel bir potansiyeli var ve tıbbi cihaz bizim ekonomimiz açısından stratejik bir sektördür. Ancak bizim bunu hem Covid-19 vesilesiyle, hem daha uzun ve orta vadedeki menfaatlerimiz vesilesiyle stratejik olarak desteklememiz gerekiyor. Satın almalarda yerli şirketlerden alım yapılmasının bir kamu politikası haline gelmesi gerekiyor. Şu an için içinde bulunduğumuz durumda maalesef bu sektörden gelir elde edecek gibi görünmüyoruz. Covid-19 sebebiyle getirilen ihracat yasakları da bunun maalesef üzücü göstergelerinden bir tanesidir.”

OSTİM Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Yülek sunumunun ardından katılımcılardan gelen soruları da yanıtladı.

Platformunuzu seçin ve paylaşın.