İsveçli Aktivist Benjamin Lodraa’yı Hamilik Okulu 1’inci Kademe Dersinde Ağırladık

28 Mart 2018 tarihinde Hamilik Okulu 1. kademe seminerimizde İsrail tarafından Gazze’ye yıllardır uygulanan ambargo ve ablukaya dur demek, bu insani vahşete tepki göstermek, farkındalık oluşturmak ve toplumsal dayanışma ruhunu canlandırmak için geçtiğimiz yıl 15 Ağustos’ta İsveç’ten Filistin’e doğru yollara düşmüş olan Benjamin Lodraa’yı ailesini ve arkadaşı Žiga Brdnik’i ağırladık.

f2

Programa başlamadan önce Benjamin’in annesiyle biraz konuşma fırsatı bulduk. Bizlere oğlunu canı gönülden desteklediğini, bu yolda her zaman yanında bulunduğunu ve bu yolculuğun zorluğunu bildiği için korktuğundan her günün akşamında “Bugün de çok şükür bitti, oğlum iyi.” diyerek dua ettiğini söyledi.

f1

Geçen haftalarda İstanbul’a varmış olan Benjamin bizlere bu kararı nasıl aldığını, gezi planını nasıl çizdiğinı ve gittiği yerlerde yaptığı konuşmaları anlattı. Ardından merak ettiğimiz sorulara yanıtlar verdi.

f4

Benjamin Filistin’i İsveç’te yaşayan Filistinli arkadaşları sayesinde biraz daha yakından tanıma fırsatı bulmuş ve araştırmaya karar vermiş. İsveç’ten bir bebek arabasına yüklediği eşyaları, Filistin bayrağı, üzerinde Filistin yazan tişörtü ve atkısı ile yürüye yürüye buralara kadar gelmiş. Türkiye’ye vardığında insanların çoktan Filistin’den haberdar olduğunu, bu davayı benimsediğini ve Türkiye’yi çok sıcak bulduğunu söyledi. Sözlerine: “Bu yola, ‘Tarihte hep değiştirilmek istenen şeyler geniş kitleler tarafından seslerinin duyurulması ile gerçekleşmiştir.’ düşüncesiyle başladım. Bir şeyler yapmamız lazım, birkaç saat süren protestolardan daha büyük bir şey… O yüzden yürüdüğüm yollardan geçerken davet edildiğim yerlerde sunum yapıyor ve karşılaştığım kişilere ‘Her ne yapıyorsanız bırakın ve gelin’ diyorum. Sloganım ise Action Changes Things (Aksiyon bir şeyleri değiştirir). Eğer sizde benimle birlikte yürümek isterseniz, bu çok hoş olur. Orada insanlar yüksek duvarlar arkasına sıkıştırılmış bir hapishanede yaşıyorlar, kendi topraklarına dahi girişlerine izin verilmiyor. Benim sahip olduğum İsveç pasaportumla her yere girmeme izin verilirken onların bu hakkı bir Filistinlinin elinden almaları insanlık dışı. Sebepsiz yere tutuklanan insan sayısı binlerce ve kendi kıyılarında balık tutmalarına izin bile verilmiyor, İsrail askerleri tarafından vuruluyorlar.” diyerek devam etti. Bizlere orada yaşanan zulmü bir kez daha hatırlattığı için kendisine çok teşekkür ediyor ve yolculuğuna Ankara-İskenderun-Mısır üzerinden devam ederken kendisinin her zaman yanında olduğumuzu ve desteklediğimizi belirtiyoruz.

f3 f5

Haber: Rabia Aydoğan-İşletme ’21

Platformunuzu seçin ve paylaşın.