BYV’nin vizyon etkinliği IBPF 2021’in gündeminde girişimcilik vardı

Dünya yolculuğunda sahip oldukları zenginlikleri en yakın çevresinden başlayarak tüm insanlıkla paylaşmaya gönüllü bir grup Boğaziçi Üniversitesi mezunu tarafından 6 Eylül 1996’da kurulan Boğaziçi Yöneticiler Vakfı (BYV) geride kalan 25 yıl içerisinde Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine, mezunlarına ve iş dünyasına yönelik yüzlerce faaliyet organize etti.

Boğaziçi Üniversitesi öğrenci ve mezunlarının öncülüğünde, mensuplarını
gönüllülük ve medeniyet bilinci temelinde buluşturarak; onların önderlik ve
yöneticilik yeteneklerinin gelişmesine katkıda bulunma gayesindeki BYV’nin vizyon etkinliklerinden biri olan Özgün İyi Yönetim Uygulamaları Forumu IBPF 2021, dün (1 Mayıs Cumartesi) girişimcilik gündemiyle düzenlendi.

Girişimcilik ekosisteminin birbirinden değerli isimleri…

BYV’nin Youtube kanalında canlı olarak yayınlanan ve AdStation|Strateji ve İş Geliştirme Grup Direktörü A. Bilal Bal’ın moderatörlüğünde düzenlenen programda iş dünyasının profesyonelleri özgün iyi yönetim uygulamalarına dair tecrübelerini paylaştı.

Açılış konuşmalarını BYV Mütevelli Heyeti Başkanı Halim Sırçancı’nın ve Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu’nun yaptığı etkinliğin onur konuğu Sanayi ve Ticaret Bakanı Mustafa Varank oldu.

IBPF 2021’i takip edenler, Vakıf Başkanı Halim Sırçancı’nın moderatör olduğu etkinliğin ilk oturumunda ‘Getir’in Başarısı’nı Getir&Bitaksi’nin kurucusu Nazım Salur’dan dinleme imkânını elde etti.

Dr. Selman Ortaköy’ün yönetiminde gerçekleştirilen Fintech serlevhalı birinci panelde ise Colendi, Founder/CEO’su Bülent Tekmen, Architecht Genel Müdürü Dr. Mücahit Gündebahar ve Ödeal CEO’su Fevzi Güngör ülkemizdeki finans teknolojilerini kendi uygulamaları özelinde teşrih masasına yatırdı.

Etkinliğin, New Mind, Baş Ar-Ge ve Projeler Sorumlusu Metin Örsel’in morderatörlüğünde gerçekleştirilen  ‘Hayat Bir Oyun’ bölümünde Akıl Oyunları Dergisi’nin kurucusu Ferhat Çalapkulu sahne aldı.

Bilişim Vadisi Genel Müdürü A. Serdar İbrahimcioğlu’nun moderatörü olduğu Kuluçka Merkezi Paneli’nde BTM Genel Müdürü İbrahim Elbaşı, İTÜ ARI Teknokent A.Ş. Kuluçka ve Hızlandırma Programları Müdürü Selma Bahçıvanoğlu ve Lonca Girişimcilik Merkezi Kurucu Koordinatörü Lokman Ökten girişimcilik eko sistemimize ayna tutarken aynı zamanda bu alandaki kendi deneyimlerini paylaştı.

Aselsan, Sunar Grup, Kastamonu Entegre, Medyasoft, Native, LC Waikiki ve Kuveyt Türk Katılım Bankası’nın sponsorluğunda gerçekleştirilen IBPF 2021’de Turkcell BT Direktörü Dr. Kerem Kızıltunç, istegelsin CEO’su Sedat Yıldırım’la ‘İstegelsin’in Hikâyesini ve 2 Yılda Geldiği Yer’i konuştu.

İnnova Yönetim Danışmanlık, Kurucu Ortağı Adnan Metin’in yönettiği Girişim Sermayesi serlevhalı 3. Panel’de startups.watch Kurucusu Serkan Ünsal, Duygu Öktem Clark (DO Venture Partners, Founder) ve Kenan Çolpan (Boğaziçi Ventures, Ortak) söz aldı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın onur konuşmacısı olduğu IBPF 2021’de, Fintech sektörü, kuluçka merkezleri ve yatırım (risk) fonları, başarılı ve dünyaya açılan uygulamaların yolculukları ve oyun sektörü farklı bir hikâye ile ele alındı.

BYV Başkanı Halim Sırçancı: Hepinizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü tebrik ediyorum.

“Herkese merhabalar,

Öncelikle Sayın Bakanımız Mustafa Varank beyefendiye, Rektörümüz Melih Bulu’ya davetimizi kabul ederek programımıza katıldıkları için çok teşekkür ediyorum. Ayrıca bizleri evlerinde izleyen, Türkiye’nin ve dünyanın pek çok yerinden etkinliğimizi takip eden, tüm değerli katılımcılara da teşekkür ediyorum. Hepinize saygılarımı ve selamlarımı sunuyorum. Özgün İyi Yönetim Uygulamaları Forumumuza hoş geldiniz.

Konuşmamın başında, etkinliğimizin planlanmasında ve hayata geçirilmesinde gönüllü olarak çalışan, emek veren, tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Genç kardeşlerimiz bu etkinliğe çok emek verdiler, çok çalıştılar. Her birini ayrı ayrı kutluyorum.

Programımıza sponsor olarak destek veren Aselsan, Kastamonu Entegre, Medyasoft, Sunar Grup, Kuveyt Türk, LC Waikiki, Native gibi ülkemizin değerli kuruluşlarına da çok teşekkür ediyorum.  Malumunuz bugün 1 Mayıs. Bu vesileyle hepinizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü tebrik ediyorum.

Halim Sırçancı: IBPF önemli bir organizasyon.

Özgün İyi Yönetim Uygulamaları Forumu (kısa adıyla IBPF), Boğaziçi Yöneticiler Vakfı olarak her yıl düzenlediğimiz önemli bir organizasyon. Artık geleneksel oldu diyebiliriz, zira bu yıl 9’uncusunu düzenliyoruz. Sadece geçen yıl düzenleyememiştik. Pandemi’nin başladığı ilk dönemlere denk geldiği için.  Pandemi süreci devam ettiğinden dolayı bu yıl online platformda düzenlemeye karar verdik.

Başkan Sırçancı: IBPF’te her yıl stratejik bir konuyu ele alıyoruz.

IBPF etkinliklerimizde her yıl ülkemiz için stratejik bir konuyu ele almaya gayret ediyoruz.  Bu yıl yine çok önemli bir konuyu, Girişimcilik konusunu ele aldık. Alanında çok önemli işlere imza atmış, hem Türkiye hem de dünya çapında büyük başarılar elde etmiş girişimcilerimizi konuk ediyoruz. Etkinliğimizin başarılı olmasını ve hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Konuşmamın bu aşamasında, sizlere biraz Vakfımız hakkında, Boğaziçi Yöneticiler Vakfı hakkında, kısa bilgiler vermek istiyorum.

Mensuplarımızın yöneticilik ve liderlik kabiliyetlerini geliştirmeye çalışıyoruz.

Vakfımız 1996 yılında, bir grup duyarlı Boğaziçi mezunu tarafından kuruldu. Kuruluş amacımız; Boğaziçi’nde okuyan öğrencilere ve Boğaziçi mezunlarına destek vermek; gönüllülük ve fedakârlık anlayışıyla onlara yardımcı olmak; medeniyet bilinci temelinde maddi, manevi katkılar sağlamak şeklinde özetlenebilir. Aynı zamanda mensuplarımızın yöneticilik ve liderlik kabiliyetlerini geliştirmeye çalışıyoruz.

Bizler bu milletin, bu toplumun sağlamış olduğu bazı imkânları kullanarak bu günlere geldik, okuduk, iş sahibi olduk; dolayısıyla sahip olduğumuz tüm kazanımlarda; bu toplumun, bu milletin ve bizden sonraki nesillerin hakkı olduğuna inanıyoruz; yani topluma karşı borcumuzun olduğuna inanıyoruz. BYV bu borcu ödemek amacıyla kurulmuş bir Sivil Toplum Kuruluşudur. Bu amaca ulaşmak için bizler birçok etkinliğe, birçok programa imza atmaya gayret ediyoruz.

Vakıf olarak yaptığımız çalışmalara örnek vermek gerekirse şunları ifade edebilirim: Öğrenci ve mezunların katıldığı sosyal aktiviteler, geziler, söyleşiler, seminerler düzenliyoruz. Hamilik Okulu programlarıyla mezun ve öğrencileri bir araya getiriyoruz; Yönetim Seminerleri, İktisat Atölyeleri, Okuma Grupları, Liderler Kahvesi gibi programlarla öğrencileri iş hayatına hazırlamaya çalışıyoruz, onların yöneticilik ve liderlik becerilerini geliştirmeye gayret ediyoruz.

Öğrenci ve mezunlarımıza iş ve staj konularında destek veriyoruz. İhtiyaç sahibi öğrencilerimize burs desteği veriyoruz. Bu sene 550’nin üzerinde öğrenciye burs veriyoruz.

Aynı zamanda öğrenci ve mezunlarımızın sosyal ve sanatsal becerilerini arttırmaya yönelik programlar düzenliyoruz; sinema söyleşileri, roman, edebiyat ve psikoloji okumaları gerçekleştiriyoruz.

Tabii ki birçok kurum gibi biz de Pandemi döneminde programlarımızı yüz yüze değil online platformlarda düzenliyoruz. Şunu da itiraf etmeliyim ki; Pandemi döneminde düzenlediğimiz program sayılarında ve programlarımıza katılan kişi sayısında ciddi artışlar oldu.

Artık programları düzenlemek eskisinden çok daha kolay, programlara katılım da aynı şekilde çok kolaylaştı.

Türkiye’nin ve dünyanın her tarafından arkadaşlarımız etkinliklerimize kolayca katılabiliyorlar. Ama biz yine de Pandemi döneminin bir an önce bitmesini ve Covid kaynaklı sağlık risklerinin biran önce sona ermesini istiyoruz. Doğal iletişim kurduğumuz eski dönemlere bir an önce kavuşmayı bekliyoruz.

Sevgili dostlar!

Gelecek nesillerimize daha iyi bir Türkiye bırakabilmek, dünyayı daha yaşanılır hale getirebilmek hepimizin ortak arzusu.

Bunun için hepimize düşen görevler var. Hepimizin, içinde yaşadığımız topluma, dünyaya karşı sorumluluklarımız var, borcumuz var.

Borcumuzu en iyi şekilde ödemeye, emeğimizi ve aklımızı hayırlı ve güzel işlerde kullanmaya; her şeyden önce, bizim ihtiyacımız var.

Bugün Girişimcilik konusunu ele alıyoruz, malumunuz. Belki de birçoğunuzun aklına şu soru gelmiş olabilir: Bir Vakıf olarak BYV, girişimcilik konusunu neden gündemine alır? Öyle ya; girişimcilik, inovasyon, start-up, sermaye ve kâr gibi konularla vakıf işlerinin ne gibi bir alakası olabilir!

“Vakıfların temel misyonlarından biri de tolumun sorunlarına çözüm üretmek olmalıdır.”

Birçoğumuza göre vakıflar, sadece insanların gönüllü bağış yaptığı, toplanan bağışlar kadar ihtiyaç sahiplerine yardımların yapıldığı, fakir fukaranın günlük ihtiyaçlarının karşılandığı gönüllü müesseselerdir. Çoğumuz böyle düşünüyor olabiliriz. Ancak bizce vakıfların temel misyonlarından biri de; toplumda çözülmemiş ya da tatmin edici şekilde çözülememiş birtakım sorunları tespit etmek; bunlara yönelik çözümler üretmek olmalıdır.

Bunun için özellikle gençlerin fikirlerinden ve enerjilerinden istifade etmek, bu işi de sürdürülebilir bir şekilde yapmak zorundayız. Eğer sorunları kalıcı bir şekilde çözmek istiyorsak, bulduğumuz çözümlerin de kalıcı olması şart.

Son dönemde sosyal yardımlaşma ile girişimcilik kavramlarını içine alan yeni bir kavram, sosyal girişimcilik kavramı gündemimizi daha fazla meşgul ediyor. Sivil toplum kuruluşları tarafından geliştirilen sosyal girişimcilik projeleri sayesinde; sosyal, kültürel ve çevresel sorunlara kalıcı ve özgün çözümler bulma konusunda önemli bir boşluğu doldurduğumuza inanıyoruz.

Özetle elde ettiği ekonomik değeri, geliri ve kârı, sosyal sorunların çözümü için kullanan sosyal girişimcilere çok ihtiyacımız var. Bizler bu nedenle, girişimcilik konusunu sadece ekonomik bir çıktı üreten, sadece kâr amacı güden, teknik veya teknolojik bir husus olarak görmüyoruz. Tabii ki “kâr elde etmek, ekonomik çıktı üretmek” çok önemli. Buna ihtiyacımız var; şirketlerin de ihtiyacı var, sivil toplum örgütlerinin de ihtiyacı var… Hayatın devamlılığı için, sosyal fayda sağlanması için maddi kaynaklara çok ihtiyacımız var.  Ancak olay sadece bundan ibaret olmamalı. En az bunlar kadar önemli olan bir husus da; elde ettiğimiz ekonomik değeri, maddi kaynakları nasıl elde ettiğimiz, onları nerelerde değerlendirdiğimiz, hangi amaçlar için kullandığımız, bu çıktıların insana, topluma, doğaya ne gibi etkilerinin olduğudur. Son yıllarda tüm dünyada, bu konuda; sosyal girişimcilik ve sürdürülebilirlik konularında ciddi bir duyarlılık oluşmaya başladığını görüyoruz. Şirketler artık sadece kısa dönemli kârları değil, uzun dönemli ‘sürdürülebilir kalkınma’yı ve toplumsal refahı önceleyen projeleri hayata geçirmeye başladılar. Yaptıkları işlerin topluma, doğaya ve insana olan olumsuz etkilerini düşürmeye çalışıyor, bu amaçla çeşitli sosyal projeler geliştirmeye gayret ediyorlar.

Halim Sırçancı: Öğrencilerimizin ve mezunlarımızın potansiyellerini keşfetmelerine yardımcı oluyoruz.

Boğaziçi Yöneticiler Vakfı olarak bizler, hem öğrenci kardeşlerimizin hem de mezunlarımızın, öncelikle kendilerini/potansiyellerini keşfetmelerine yardımcı oluyoruz. İçinde yaşadığımız toplumdaki, bölgemizdeki ve dünyadaki sorunlara karşı duyarlı olmaları ve şu ana kadar tatmin edici şekilde çözülememiş sosyal problemlere çözümler üretebilmeleri konusunda potansiyellerini harekete geçirmeye gayret ediyoruz.

Gençlerin enerjisi, zekası ve potansiyeli ile, yaşça onlardan daha büyük olan ağabeylerinin/ablalarının tecrübe ve bilgi birikimlerini bir araya getirmeye çalışıyoruz.  Bu birliktelikten bir sinerji elde etmek, hayırlı ve bereketli işler, projeler üretmek en temel amacımız. Tabiri caizse sahip olduğumuz maddi ve manevi nimetlerin zekâtını vermeye, topluma, insanlığa ve en nihayetinde Rabbimize karşı borcumuzu ödemeye çalışıyoruz. Belki de en önemlisi, bu bilinci nesilden nesle aktarmaya, bir iyilik zinciri oluşturmaya, gelecek nesillere iyi bir miras bırakmaya çalışıyoruz. Bugüne kadar hayata geçirdiğimiz projeler sayesinde, yaptığımız maddi-manevi katkılar sayesinde, bir çok genç arkadaşımızın hayatına dokunduk, ümitsizliğe kapılmış bir çok arkadaşımızın moral bulmasına, güzel başlangıçlar yapmasına vesile olduk elhamdülillah. Biz inanıyoruz ki, toplumsal barışın sağlanması ancak sağlıklı ve dengeli bireyler sayesinde mümkündür. Sağlıklı bireyler ise ancak iyiliği yaygınlaştırarak, güzel ve faydalı işler yaparak, fedâkarlık bilincini geliştirerek neşvünema bulur diye düşünüyoruz.

“Girişimcilik stratejik bir konu.”

Girişimcilik konusu gerçekten çok stratejik bir konu. Girişimcilerimizin sayısını arttırmamız lazım. Bugün bazı örneklerini göreceğimiz İlham vereni girişim projelerinin sayılarının artması, ancak iyi kurgulanmış bir girişim ekosistemi sayesinde mümkün olabilir. Bu konuda dünyadaki yerimiz maalesef çok iyi değil. Girişim ekosisteminin geliştirilmesi konusunda son dönemde devletimiz önemli çalışmalar yapıyor.  Araştırma Geliştirme (AR-GE) desteklerinden tutun da kobilere ve büyük yatırım projelerine varana kadar ciddi finansal destekler sağlıyor, pek çok hibe ve teşvik programları uyguluyor. Tüm bu çalışmalara rağmen daha yapılacak çok işimiz var. Eskiye kıyasla daha iyi bir noktada olsak da, sadece devletin destek ve teşvikleriyle istediğimiz noktaya ulaşmamız mümkün değildir. Özel sektörün, üniversitelerin ve hatta sivil toplum kuruluşlarının üzerlerine düşen ciddi görevler olduğunu düşünüyorum.

Toplumda, özellikle genç nesilde, girişimcilik konusunda bir farkındalık oluşturulması, girişimciliğin önündeki toplumsal, kültürel ve idari engellerin/ zorlukların kaldırılması, girişimcilik kültürünün geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması çok önemli.

Sırçancı: İyi çalışan bir girişimcilik ekosisteminin hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyorum.

Toplumun tüm kesimlerinin ve özellikle gençlerin potansiyelinin keşfedilmesi ve bu potansiyeli değerlendirmeye yönelik gerekli mekanizmaların oluşturulması, yani iyi çalışan bir girişimcilik ekosisteminin hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyorum. Ancak bu sayede, çok başarılı olmuş ilham veren örnek girişimlerin ve girişimcilerimizin sayısı daha da artacaktır. Sağlıklı işleyen bir ekonomik yapı meydana getirmek, yeni ve ilave istihdam yaratmak, işsizliğe kalıcı çözümler bulabilmek; ancak girişimcilerimizin sayılarının artmasıyla ve yeni şirketlerin kurulması ile mümkündür. Zira eski ve büyük şirketler maalesef yeterince ilave istihdam sağlayamıyor. Bu konuda Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre son 25 yılda büyük şirketlerin ürettiği net istihdamın neredeyse sıfıra yakın olduğunu görüyoruz.  Yani devasa şirketler yeni istihdam yaratma konusunda maalesef çok başarısız.  Büyük şirketler istihdamı arttırmaktan ziyade; dijital teknolojilere ve robotik çözümlere yatırım yaparak, verimliliği arttırmaya ve maliyetleri düşürmeye çalışıyorlar. Bunun tersine, yeni kurulan şirketlerin, yani start-upların istihdama katkısı çok yüksek. Net ilave istihdamın neredeyse tamamı bu yeni kurulan şirketlerden geliyor. Şirketlerin yaşı arttıkça istihdama katkısı düşüyor, hatta negatif oluyor. Onun için bizim istihdam sorunumuzu çözme potansiyeline sahip tek çözümümüz: Girişimcilik ve bu sayede kurulacak yeni işletmelerdir.

Girişimcilik en temelde yaratıcı düşünce, olaylara farklı bakış ve sınırların dışına çıkabilme yeteneğiyle yakından ilişkili bir konu. Mevcut veya potansiyel sorunlara; alışılmış ve geleneksel şekilde değil de; sıra dışı ve farklı çözümler üretebilen yetenekler, uygun ortamını bulduklarında çok başarılı girişimcilik örneklerine imza atabiliyorlar.

“Girişimcilik bilincini geliştirmeye yönelik çalışmalara ihtiyacımız var.”

Gençlerimizin girişimcilik yeteneklerinin geliştirilmesi, bilgi ve beceri düzeylerinin arttırılması için sonuç odaklı çalışmalar yapmalıyız. Üniversite çağından çok önce, bu konuda farkındalık oluşturmaya, girişimcilik bilincini geliştirmeye yönelik çalışmalara ihtiyacımız var.

Eğitim sistemimizin buna uygun hale getirilmesi için adeta bir seferberlik başlatılması gerektiğine inanıyoruz.

BYV Başkanı Sırçancı: Çocuklarımızı geleceğin mesleklerine hazırlamalıyız.

Hepimiz biliyoruz ki, önümüzdeki yıllarda birçok meslek tarihe karışacak, buna mukabil şu ana kadar adını bile duymadığımız yeni yeni meslekler hayatımıza girecek. Bu nedenle gelecek nesilleri, yani çocuklarımızı bugünün değil geleceğin mesleklerine hazırlamamız, eğitim sistemimizi yeni duruma uyum sağlayabilecek bir yapıya dönüştürmemiz şart. Bunu ne sadece devlet yapabilir ne de sadece özel sektör ve sivil toplum kuruluşları… Ancak bahsettiğim meselelerde mesafe almak tüm paydaşların işbirliği ve katılımı ile mümkün olacaktır. Zira bu bizim için gerçek bir beka sorunudur. Bu duygu ve düşüncelerle, bugün 9’uncusunu düzenlediğimiz IBPF etkinliğimizin başarılı geçmesini diliyor, Hepinize saygılarımı sunuyorum.”

Platformunuzu seçin ve paylaşın.