Amerikan Rüyasında Yeni Dönem: Donald Trump

15 Aralık Perşembe günü Boğaziçi Konak’ta düzenlenen ‘Aslında Ne oldu?’ programında ‘Amerikan Seçimleri’nin Dünya ve Türkiye Özelinde Olası Etkilerini ve Sonuçlarını’ ele aldık. Sohbetin konukları ABD seçimlerinin ‘siyasi etkileri ve sonuçları’ başlığını değerlendirmek üzere Medipol Üniversitesi Kamu Yönetimi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bekir Berat Özipek , ‘ekonomik etkileri ve sonuçları’ başlığını değerlendirmek üzere Medipol Üniversitesi Ekonomi ve Finans Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hatice Karahan’dı.  Arkadaşımız Sema Işık’ın (İlköğretim Fen Bilgisi Öğretmenliği’ 17) moderatörlüğünde 19.00’da başlayan sohbete ilgi ve katılım oldukça yoğundu.

as1

Amerikan seçimleri’nin tüm dünya gündemine oturmasıyla birlikte ülkeler de kendi politikaları doğrultusunda, olası sonuçlara kendilerini hazırlamaya başladılar. Bu süreçte ise seçilmiş başkan Donald Trump’ın medya ve seçim turlarında ilettiği mesajlar bu çıkarımlarda hiç kuşkusuz önemli bir paya sahip olmaktaydı. Bu çıkarımlardan hareketle sohbete 8 Kasım ABD seçimlerini siyasi yönünden etkileri ve sonuçlarını analiz etmek için söze önce Sn. Bekir Berat Özipek başladı.

Muhafazakarlık üzerine çalışmaları bulunan Berat Özipek, Donald Trump ve partisinin içinden geldiği muhafazarlık anlayışını ve bu anlayışın neomuhafazakarlık olarak geçirdiği sürece değindi. “Amerikan muhafazakarlığının aslında liberalizm olduğu söylenebilir.” diyen Özipek, buradan hareketle Trump dönemi Amerikası’nın klasik muhafazakarlık anlayışını benimserse iç politikada daha ılımlı, dış politikada ise daha izolasyonist, farklılıklara daha saygılı bir Amerika portresi çizebileceğini söyledi.  Buna karşılık ‘neomuhafazakarlığa’ doğru evrilen bir anlayışta ise ılımlı ve kabullenici politikaların olmayacağı ve iç-dış düşmanlar için teyakkuzda olan bir Amerika siyasetine hazır olmamız gerektiği belirtildi.  Özipek son olarak, Trump’ın Türkiye için bir ‘fırsat’ olarak görülemeyeceğini fakat ABD ‘nin Rusya ile ilişkilerini yumuşatmasının Türkiye özelinde olumlu sonuçlar doğurabileceğini  ifade ederek konuşmasını tamamladı.

Sohbetin ikinci bölümünde, seçimin en önemli mihenk taşlarından olan ‘ekonomik etkiler’ alt başlığı için sözü Sn Hatice Karahan aldı. Konuşmasına, Trump’ın kampanya dönemindeki paylaşımlarıyla dünya gündemine oturduğunu belirterek başlayan Karahan, buradaki tepkili söylemlerin halka cazip gelmesinin seçimde ibreyi onun yönüne çevirmesinde etkili olduğunu vurguladı. Özellikle Trump’ın ‘ekonomiyi canlandırma hedefleri ve bu bağlamda demokratlara olan eleştirilerinin’  seçim kampanyasının omurgasını oluşturduğu belirtildi. Karahan, dış ilişkilerde yeni dönem Amerika’sının diğer ülkelerle nasıl bir yaklaşım içerisinde olduğunun en çok merak edilen konu olduğunu ifade ederek, seçim kampanyası ve röportajlarda Trump’ın özellikle fikir belirttiği ülkeleri kısaca analiz etti.

as2

Meksika

Seçim süresince en çok eleştiri alan ülkelerden biri olmuştu. Trump’ın nefret söylemlerine maruz kalan Meksika, yeni dönemde en olumsuz sonuçlarla yüzleşecek ülkelerden biri olma riski taşımaktadır. Göçmen politikalarının revize edilmesi ve sınıra duvar örme fikirleri beraberinde, ABD’nin Trump ile birlikte NAFTA ekonomik örgütlenmesini gözden geçirmesine dair beklentiler, ekonomik olarak Meksika’nın zarar göreceği kaygısıyla Meksika pesosunun fazlasıyla değer kaybetmesine neden oldu.

Çin

ABD’nin Çin ile belirgin bir ticaret açığı yaşıyor olması, Trump’ın eleştiri oklarını bu ülkeye de yöneltmesinde etkili olmuştur. Özellikle ‘korumacı ekonomi’ anlayışını vurgulayan Trump, seçim sürecinde Çin mallarına %45 gibi yüksek bir oranda vergi koyma fikriyle de ilgi odağı oldu. Yeni süreçte ABD halkının bundan olumsuz etkilenebileceği fakat Kongrenin bu bağlamda konuya nasıl yaklaşacağı önemli olacakken, Trump’ın ileri gitme isteğinin ticaret savaşlarına neden olabileceğini de göz önüne alması gerekecektir. Buna ek olarak, Trump’ın felaket olarak nitelendirdiği Transpasific Ortaklığı’nın felce uğrayacağı, bu durumda da Çin’in bölgedeki ekonomik entegrasyon planlarını hızlandıracağı ifade edildi.

Rusya

Seçim sürecinde Rusya ve Putin için olumlu sayılabilecek söylemlerde bulunan Trump, uzun bir aradan sonra Rusya-ABD yakınlaşmasını sağlayabilir. Bu yakınlaşmanın ise Rusya’ya uygulanan yaptırımlar konusunda esneklik sağlayabileceği ifade edilirken, Cumhuriyetçi Parti kanadından Trump’a ağır eleştiriler gelebileceği de vurgulandı.

İran

2015 yılında P5+1 bloğu ve İran arasında imzalanan Nükleer Antlaşma  Protokolü çerçevesinde İran’a yönelik yaptırımların kaldırılması, Trump tarafından seçim sürecinde eleştirilere konu olmuştu. Bu müzakereleri tanımak istemediği gözlenen Trump’ın realist bir tutum benimsemesi gerektiği belirtildi. Ortak bir antlaşma olduğu için fesih edilmesinin zorluğu vurgulanırken, tarafların yaptırımların kaldırılması sonrası elde ettikleri kazançlarıyla da Trump’a destek vermesinin düşük bir ihtimal olduğunun altı çizildi.

Avrupa

Son dönemlerde AB-ABD arasında çeşitli ekonomik sürtüşmeler yaşanırken,  Trans Atlantik Antlaşması’nın da yavaş gittiğinin bilindiği belirtilirken Trump sonrasında sürecin daha da yavaşlamasının beklendiği ifade edildi. Öte yandan Trump’ın Putin sempatisi nedeniyle Ukrayna için de endişeli olan Avrupa’nın nasıl bir yol haritası izleyeceğinin, Trump’ın göreve geldikten sonraki politikalarla şekilleneceği vurgulandı.

Konuşmasının kapanış kısmını genel bir değerlendirmeyle özetleyen Karahan, Türkiye gibi yükselen ekonomilerin yeni dönem ABD’sinin ekonomi politikalarından olumsuz etkilenebileceği riskini hatırlattı. Ayrıca Trump’ın bazı cesur söylemlerinden geri adım atabileceğini ifade eden Karahan, yeni Başkanın kampanyadaki tüm vaatlerini gerçekleştirmeyeceğini söylerken, “Olası sonuçları Trump’ın göreve gelmesiyle birlikte daha net değerlendiriyor olacağız. Şu anda halen ciddi belirsizlikler var.” diyerek sözlerini noktaladı.

Haber: Bilal Sağlam-Politika’ 19

as3

 

 

 

 

Platformunuzu seçin ve paylaşın.