M. Nafi Artemel Hocamızla Güney Kampüs ve Rumelihisarı Gezimizi Gerçekleştirdik

20 Ekim Cuma günü 16.30’da Güney Kampüs steplerde başladığımız programımızda Güney Kampüsü ve Rumelihisarı çevresinde tarih kokan bir gezi gerçekleştirdik. Nevi şahsına münhasır biri olan rehberimiz Yrd. Doç. Dr. Mehmet Nafi Artemel Hoca ile steplerde buluştuk.

gezi3

Hocamız ilk olarak Robert Koleji’nin kuruluşuyla ilgili bilgiler verdi. Robert Koleji kurucularından Cristopher Robert Amerika’da demiryolları olan tanınmış bir tüccar ve girişimciymiş. Cyrus Hamlin ise kolejin diğer kurucu ortağıymış. Hamlin kolejin kuruluşunu finanse edemese de sermaye olarak entelektüel birikimini ortaya koymuş. Kendisi bir eğitmen ve mimarmış, kolejin yapım aşamasında bizzat bulunmuş. Hatta inşaat sırasında elini zedelemiş.

Gezi Artemel’in nüktedan anlatımıyla devam ederken ‘O zaman buralar bomboştu, zifiri karanlıktı. Sadece yukarıdakiler vardı.’ dedi. Tevazuyu bir an olsun elden bırakmayan Artemel’in, İstanbul’un ilk dergâhlarından biri olan Nafi Baba Tekkesini kast ettiğini anlıyoruz. Tekkenin yeri, Hamlin’in anılarında ‘Yukarıdan çilek kokuları geliyor’ dediği yerdir. Meşhur çileği tadamadık ama Artemel’in anlatımıyla tatmış kadar olduk. Saatli Bina’nın taşlarının Armutlu’dan çıkarılan mavi kireç taşı olduğunu öğrendik. Zihinlerimizde eski ve yeni yapıları kıyaslarken, Öğrenci İşleri Binası’nın önündeki estetikten yoksun taşlar dikkatimizi çekti.

gezi8

Okulun tünelleri en merak edilen konulardan biriydi. Artemel hoca tünellere girmiş biri olarak, Güney Kampüsün her binasından giriş olduğunu söyledi. Rektörlükten aşağı indikten sonra yemekhanenin önünden Sosyoloji-Psikoloji binasına doğru ilerledik, oradan da Kale Kapı’ya yöneldik. Bu sırada Mehmet Nafi Artemel çocukluğunun geçtiği, oyun oynadığı yerleri gösterdi. Kale Kapıdan çıktıktan sonra Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde bahsettiği, çeşitli meyvelerin yetiştiği ‘Bostan’ın neresi olduğunu gördük. Eskiden buraya görevli bir polis göz kulak olurmuş. İlerleyen yıllarda Bostan, otopark olmaktan kıl payı kurtulmuş.

Gezinin sonlarına yaklaşırken Artemeller’in Horasan kerpiciyle yapılmış Bağdadi Osmanlı evinin önüne geldik. Tarihi eser niteliği taşıyan eve bakmaya doyum olmuyordu. Son durağımız ise elbette Boğaziçi Konak oldu. Gezimizin sonunda büyük bir keyifle Boğaziçi Yöneticiler Vakfı’na gittik. Güzel bir sonbahar akşamında yemeklerimizi yiyip çaylarımızı içerken, hocamız Mehmet Nafi Artemel ile sohbete devam ettik. Hocamız gezi boyunca neşesi, enerjisi, eşsiz bilgisi, muhteşem üslubu ve kendine has bir anlatımla bizlere muhteşem bir gün yaşattı. Bu yüzden Mehmet Nafi Artemel hocamıza, İbrahim Ethem Gören ağabeyimize ve bu imkânları sunduğu için Vakfımıza teşekkür ederiz. Bu gezi vesilesiyle de üniversitede bolca emeği bulunan, Mehmet Nafi Artemel’in merhum pederi Âli Artemel’i rahmetle anmış olalım.

gezi18

Platformunuzu seçin ve paylaşın.